(Yaşar Nuri ÖZTÜRK)
Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun (farketmez) çünkü O, göğüslerin özünü bilir. Yaratan bilmez mi? O latiftir (bilgisi herşeyin içine geçen, herşeyi) haber alandır. O size yeri boyun eğer yaptı. Haydi onun omuzlarında yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. (Sonunda) Dönüş O'nadır (size verdiği ni'metlere karşı şükredip etmediğinizi sizden soracak, sizi hesaba çekecektir).
(Süleyman Ateş)
Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir. Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır. O size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında (dağlarında, tepelerinde) yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Ve esirrû kavlekum evi-cherû bih(i)(s) innehu ‘alîmun biżâti-ssudûr(i). Elâ ya’lemu men ḣalaka ve huve-lletîfu-lḣabîr(u). Huve-lleżî ce’ale lekumu-l-arda żelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rizkih(i) ve-ileyhi-nnuşûr(u).
(Transliterasyon)
67|14|أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلْخَبِيرُ
67|15|هُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ ذَلُولًا فَٱمْشُوا۟ فِى مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا۟ مِن رِّزْقِهِۦ وَإِلَيْهِ ٱلنُّشُورُ