Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.
Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin olsun Ay'a,
Yemin olsun geceye, sırtını döndüğünde;
Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında,
Ki o gerçekten en büyüklerden biridir.
İnsan için bir uyarıcıdır.
Sizden, öne geçmek yahut arkaya kalmak/erken davranmak yahut gecikmek isteyen için.
(Yaşar Nuri ÖZTÜRK)
Biz cehennemin muhafızlarını hep melekler yaptık. Onların sayısını da inkar edenler için bir sınav yaptık ki, kendilerine Kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların da imanı artsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar kuşkulanmasınlar. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğni doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyarıdır.
Hayır, andolsun Aya,
Dönüp gitmekte olan geceye,
Ağaran sabaha,
Ki o (Sekar), büyük(bela)lardan biridir.
İnsanlar için uyarıcıdır;
Sizden (iman yolunda) ileri gitmek veya geri kalmak dileyen kimseler için (uyarıcıdır).
(Süleyman Ateş)
Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.
Hayır, andolsun aya,
Döndüğü an o geceye,
Ve açtığı sıra o sabaha.
Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir.
Uyarmak için insanları..
İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri..
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Vemâ ce’alnâ ashâbe-nnâri illâ melâ-iketen vemâ ce’alnâ ‘iddetehum illâ fitneten
lilleżîne keferû liyesteykine-lleżîne ûtû-lkitâbe ve yezdâde-lleżîne âmenû îmânen
velâ yertâbe-lleżîne ûtû-lkitâbe velmu/minûne veliyekûle-lleżîne fî kulûbihim meradun
velkâfirûne mâżâ erâda(A)llâhu bihâżâ meśelâ(n) keżâlike yudillu(A)llâhu men yeşâu
ve yehdî men yeşâ(u) vemâ ya’lemu cunûde rabbike illâ hu(ve) vemâ hiye illâ
żikrâ lilbeşer(i).
Kellâ velkamer(i).
Velleyli iż edber(a).
Ve-ssubhi iżâ esfer(a).
İnnehâ le-ihdâ-lkuber(i).
Neżîran lilbeşer(i).
Limen şâe minkum en yetekaddeme ev yeteaḣḣar(a).
(Transliterasyon)
74|31|وَمَا جَعَلْنَآ أَصْحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَٰٓئِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لِيَسْتَيْقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ وَيَزْدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِيمَٰنًا وَلَا يَرْتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَٱلْكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِى مَن يَشَآءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِىَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْبَشَرِ
74|32|كَلَّا وَٱلْقَمَرِ
74|33|وَٱلَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ
74|34|وَٱلصُّبْحِ إِذَآ أَسْفَرَ
74|35|إِنَّهَا لَإِحْدَى ٱلْكُبَرِ
74|36|نَذِيرًا لِّلْبَشَرِ
74|37|لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ