(Yaşar Nuri ÖZTÜRK)
Ey inananlar, sabır ve namazla (Allah'tan) yardım isteyin, muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir. Allah yolunda öldürülenlere, "ölüler" demeyin; hayır, onlar diridirler, ama siz farkında olmazsınız. Andolsun, sizi korku, açlık, mallar(ınız)dan canlar(ınız)dan ve ürünler(iniz)den eksiltmek gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele. Ki onlara bir bela eriştiği zaman: "Biz Allah içiniz ve biz O'na döneceğiz," derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
(Süleyman Ateş)
Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir. Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz sezemezsiniz. Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri! Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler. İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Yâ eyyuhe-lleżîne âmenû-ste’înû bi-ssabri ve-ssalât(i) inna(A)llâhe me’a-ssâbirîn(e). Velâ tekûlû limen yuktelu fî sebîli(A)llâhi emvât(un) bel ahyâun velâkin lâ teş’urûn(e). Velenebluvennekum bişey-in mine-lḣavfi velcû’i venaksin mine-l-emvâli vel-enfusi ve-śśemerât(i) vebeşşiri-ssâbirîn(e). Elleżîne iżâ esâbet-hum musîbetun kâlû innâ li(A)llâhi ve-innâ ileyhi râci’ûn(e). Ulâ-ike ‘aleyhim salevâtun min rabbihim verahme(tun) veulâ-ike humu-lmuhtedûn(e).
(Transliterasyon)
2|154|وَلَا تَقُولُوا۟ لِمَن يُقْتَلُ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ أَمْوَٰتٌۢ بَلْ أَحْيَآءٌ وَلَٰكِن لَّا تَشْعُرُونَ
2|155|وَلَنَبْلُوَنَّكُم بِشَىْءٍ مِّنَ ٱلْخَوْفِ وَٱلْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ ٱلْأَمْوَٰلِ وَٱلْأَنفُسِ وَٱلثَّمَرَٰتِ وَبَشِّرِ ٱلصَّٰبِرِينَ
2|156|ٱلَّذِينَ إِذَآ أَصَٰبَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُوٓا۟ إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّآ إِلَيْهِ رَٰجِعُونَ
2|157|أُو۟لَٰٓئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَٰتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُهْتَدُونَ