(Yaşar Nuri ÖZTÜRK)
Allah'ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır, giderlerdi. Öyleyse onlar(ın kusurların)dan geç, onlar için mağfiret dile. İşini onlara danış, karar verince de Allah'a dayan; çünkü Allah kendine dayanıp güvenenleri sever. Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenecek yoktur. Ve eğer sizi yüz üstü bırakırsa, O'ndan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler, Allah'a dayansınlar.
(Süleyman Ateş)
Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever. Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah'a güvenip dayansınlar.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Febimâ rahmetin mina(A)llâhi linte lehum velev kunte fazzan ġalîza-lkalbi lenfaddû min havlik(e) fa’fu ‘anhum vestaġfir lehum veşâvirhum fî-l-emr(i) fe-iżâ ‘azemte fetevekkel ‘ala(A)llâh(i) inna(A)llâhe yuhibbu-lmutevekkilîn(e) İn yensurkumu(A)llâhu felâ ġâlibe lekum ve-in yaḣżulkum femen żâ-lleżî yensurukum min ba’dih(i) ve’ala(A)llâhi felyetevekkeli-lmu/minûn(e)
(Transliterasyon)
3|160|إِن يَنصُرْكُمُ ٱللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا ٱلَّذِى يَنصُرُكُم مِّنۢ بَعْدِهِۦ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ ٱلْمُؤْمِنُونَ